Metin Coşkun, dört yeni proje ile izleyicilerle buluşacak

Yönetmen, oyuncu ve seslendirme sanatkarı Metin Coşkun yaklaşık elli yıldır sanat hayatının içinde.

AST, Yeni Tiyatro, Dostlar Tiyatrosu üzere özel tiyatroların yanı sıra Ankara Devlet Tiyatrosu’nda 60’ın üzerinde oyunda; oyuncu ve direktör olarak vazife yapan, Türk tiyatrosu ve Yeşilçam sinemasının emektarlarından olan sanatçı, bu ortalar ekranda ve beyazperdede bir çok proje ile karşımızda. Yakın vakitte gösterime girecek olan dört yeni projede rol alan sanatçı yeni bir dizi ile de çıkıyor karşımıza. Bir evvelki dönem çok tutulan “Masumlar Apartmanı” isimli dizide rol alan sanatkara dizi bittikten sonra tabir yerindeyse teklifler yağıyor. Seçici davrandığını söyleyen Coşkun, tiyatroyu da çok özlemiş. Önümüzdeki dönem için bir tiyatro projesi olduğunu söyleyen sanatçı ile konuştuk.

– Direktörlüğünü Yunus Ozan Korkut’un üstlendiği Blu Tv’de yayımlanacak “Magarsus” isimli dizide, Disney+’da yayımlanacak “Özür Dilerim” isimli sinemada, “Barış Akarsu Merhaba” sinemasında ve “Benim Babam Bir Kahraman”da rol aldınız. Ayrıyeten televizyonda yeni bir diziye de başladınız? Tıpkı anda birkaç karakteri canladırmak ve bu tempo ağır olsa gerek.

“Magarsus”ta bir toprak çalışanını canladırıyorum. Bu daima ezilmiş bir karakter. Daha doğrusu bu işçi, ağanın karşısında ezik olan bir karakter! Ben satmam bu paraya malımı falan diye bir karşı çıkışı var ufaktan lakin ağayla karşılaşınca kaçış. “Özür Dilerim” isimli bir film! İbrahim Büyükak senaryosunu yazdı ve direktörlüğünü yaptı. Oğuzhan Koç ile İbrahim Büyükak başroldeler ve ben onların dedelerini oynuyorum. Yani bu sinemada de dede rolündeydim. Çekimleri bitti, montaj kademesinde ve ocak ayında sanıyorum Disney’de yayımlanacak. Bu yaz üç sinema yaptım aslında. “Benim Babam Bir Kahraman” isimli sineması de Orçun Benli çekti. Orada da bir hekim rolüm vardı. Kalp hastası bir çocuğu olan bir babanın eforlarını gösteriyor. Çocuğu memnun etmek için çocuğun hayal dünyasındaki şeyleri yaratmaya çalışıyorlar, çizgi sinema kahramanlarının kostümlerini giyiyorlar ve ona oyunlar oynamaya çalışıyorlar.

– Çok uzun yıllar tiyatro yapmış biri olarak tiyatroya hasret yok mu? Sizi ekranlar dışında sahnede görebilecek miyiz?

Şimdi bir tiyatro önerisi var, kabul edeceğim sanıyorum. Özel tiyatro. Geyt yapım diye bir üretim. Ira Levin’in “Ölüm Tuzağı” isimli bir sineması var, Michael Caine ve Christopher Reeve oynamıştı, bir cinai öykü… İşte birbirlerini çeşitli aldatmacalarla öldürüyorlar falan…

Beş kişilik bir oyun. Büyük ihtimalle olacak. Kadroyu tamamlarlarsa çabucak başlayacağız. Uzun prova isteyen bir oyun. Birinci Fişekhane’de sahnelenecek sanırım. Ondan sonra değişik tiyatrolarda, Anadolu’da sahnelenecek.

– Siz uzun mühlet Nâzım Hikmet okuma tiyatrosu yaptınız. Büyük bir keyifle seyrettiğimiz Genco Erkal, Nâzım Hikmet’in şiirleriyle sahneye çıkıyor. Sizi de tek kişilik bir oyunla sahnede görmek isteriz.

Genco abi çok ekstra bir adam, o beş gün üst üste, beş farklı oyun oynuyor, ben onu yapamam. Onun besini tiyatro. Tek kişilik oyun çok zordur. Hem performans olarak, hem ezber olarak zordur.

– Günahsızlar Apartmanı’ndan sonra arttı teklifler güya? Uzun vakit tiyatroda emek, sonra bir proje ile parlayıp dikkat çekmek, bu bizim ülkemizin acı gerçeği mi?

Masumlar Apartmanı çok dikkat çekti, dizi olarak güzeldi, benim rolüm de güzeldi. Bana çok oturdu. Ve yanlışsız, ondan sonra daha fazla ilgi görmeye başladım.

Dünyada bu türlü… Bir şeyde parlıyorsunuz denk gelirse ve alıp başınızı gidiyorsunuz.

– Tiyatroda geçmiş ile bugünü kıymetlendirir misiniz?

Olumlu tarafta gelişmeler var, bir defa teknik olarak çok ilerledi. Bizim yaptığımız birinci yıllarda spot ampulü bulmakta zorlanıyorduk. Artık her şey var envaı spot, robot ışıklar vs. çeşitli teknikler. Ancak biraz bana… Biz içerikli oyunlar, bir şey anlatan, sıkıntısı olan, bir bildiri vermeye çalışan oyunlar oynardık, artık o denli değil. Ben anlamakta zorlanıyorum yeni oyunları, çok karmaşık yazıyorlar.

ARTIK GİTSİNLER…

– Türkiye’den bahsedelim biraz, iktidardan, sanatkardan, yasaklardan, sansürden!

İktidar için söylenecek tek şey artık gitsinler. Çok fazla ziyan verdiler ülkeye ve bu zararın onarılması çok uzun yıllar alacak, çok vakit kaybedeceğiz, onarılır mı o da kuşkulu. Artık seçim paniğiyle düzgünce baskıyı artırdı, sansür yasasını geçirdiler, kimse bir şey konuşmasın istiyorlar. Tam bir diktatörlük, tam manasıyla bir faşist rejim! Benim dediğimi söylersen söyleyebilirsin, onun dışında rastgele bir şey söylersen, bağımsız olmayan yargıya seni çıkarır, atarım içeri.

– Gençler, seçimde tesirli olur mu?

Tabii umudumuz onlar lakin pek güvenemiyorum. Farklı kederleri var.