Ertan Aksoy kıymetlendirdi: Yeni Dert Alanı: Hudut Güvenliği

Toplum tam bir tutunma eforu içerisinde. Büyük bir çoğunluğu oluşturan vatandaş kümesi her yeni güne, bir günde gelirinin biraz daha eridiğini, kutsalına, kıymetlerine açık yahut örtük hakaret edildiğini, hedefleştirildiğini, düşman yahut hain ilan edildiğini görerek uyanıyor. Tüm bu yaşadıkları karşısında da tutunmak için deva, yol, yol arıyor.

İçinde bulunduğumuz vakit dilimi, pandemi, savaşlar ve memleketler arası tansiyonlarla birlikte gereğince olumsuzluğun, belirsizliğin kıskacındayken, yetmezmiş üzere Türkiye’de yaşayan yurttaşlarımız öteki yükleri de, omuzlamak sırtlamak zorunda kalıyor. İktidarın siyasi temsilcileri gün uzunluğu avazı çıktığı kadar bağırıp çağırarak, yaptıklarını onaylamayanları (yaptıklarına susanlar da dahil) hedefleştirirken, akşamları televizyon ekranlarındaki takımlı meczupları üzerinden de fütursuzca tıpkı kümenin üzerine zehir saçıyor. O esnada insanlar içinde bulunduğu fakirleşme karşısında gündüz öğün atlayıp akşam düzgün bir şey yeme umuduyla yoksullukla baş etmeye çalışıyor. Kutu kutu anti-depresan kullanarak (geçen yılki sayılara nazaran 59 milyon kutu tüketildi) zihninde dolaşan “belirsizliğin, telaşın, kaygının kendini daha fazla etkilememesi için çırpınıyor.

Fazlasıyla yükü olan toplum son günlerde tekrar olabilecek en can yakıcı olaylardan biri ile karşılaştı. İstanbul’un göbeğinde patlatılan bomba sonucu 6 kişinin ömür hakkı elinden alındı. 81 kişi yaralandı. Toplumdaki bireylerin ömür hakkını korumakla yükümlü olan Bakanın yönettiği kurumların, başta istihbarat olmak üzere eksik bıraktığı her sorumluluğunu orada olanlar canıyla ödedi. O gün orada olmayanlar ise endişeleriyle. Özetle terör korkusu seçime gerçek giderken yine toplumun gündeminde.

Özellikle bombayı bırakan katil ve bağları incelendiğinde huduttan hiç de zorlanmadan geçerek Türkiye’ye gelme süreciyle bir kez daha karşılaştık. Çok uzak olmayan bir geçmişte Cumhuriyet Halk Partisi tam da bu riskleri görüp parti binalarına “sınır namustur” afişlerini asmışlardı. Afişler karşısında AKP’liler CHP’nin bu siyasetini itibarsızlaştırmaya çalışırken muhalefetten yana olan kamuoyu yapıcılardan bir kısmı da politik doğruculuk ile “namus” kavramına itirazlarını lisana getirmişlerdi.