Yarıyıl tatili aktiflik planlamasına ‘çocuk-ebeveyn’ ortak karar vermeli

Yarıyıl tatilinin çocukların dinlenmeleri, güç toplayarak yeni periyoda düzgün hazırlanmaları için “mola” olarak kıymetlendirilmesi gerektiğine işaret eden uzmanlar, tatilde yapılacak aktiflik planlamasında çocuğun fikrine değer verilmesi ve çocuk-ebeveyn ortak kararı doğrultusunda planlama yapılması gerektiğini belirtti.

“DAHA ESNEK BIR PROGRAM YAPILMALI”

Prof. Dr. Süleyman Doğan yaptığı açıklamada, tatilin çocukların dört gözle beklediği bir dinlenme vakti olduğunu, dinlenmenin de çalışmanın yarısı sayıldığını, uygun dinlenmeyen insanın düzgün çalışamayacağını söz etti.

Ancak tatil diye bu vaktin boş geçirilmemesi gerektiğini, eğitimin ve öğrenmenin süreklilik isteyen bir faaliyet olduğunu belirten Doğan, “Tatili verimli geçirmek için güzel dinlenmeli ve daha esnek bir program yapılmalıdır” dedi.

TATİLDE NELER YAPILABİLİR?

Prof. Dr. Doğan, tatilde yapılabilecek etkinliklere ait tekliflerini, şöyle sıraladı:

“Tatilde hobiler edinmek, müzik ve fotoğraf üzere sanat alanlarına yönelmek. Yüzme başta olmak üzere sporun çeşitli alanlarıyla ilgilenmek ve yapmak. Dost ve akraba ziyaretleri yapmak ve onlarla hoş vakit geçirmek. Güzel ve hoş davranış kazandıran akran ve arkadaşlarına daha fazla vakit ayırmak. Toplumsal medyadan mümkün mertebe uzak durarak tabiatla iç içe olmak. İmkan dahilinde dağ, orman ve köy seyahatleri yapmak. Günlük tutmak ve yazıyı bir alışkanlık haline getirmek. Lisan öğrenmeye değer vermek. İmkanı dahilinde yurt içi ve yurt dışı seyahatler yapmak.”

“ÖĞRENME KAYIPLARININ ÖNÜNE GEÇMEK İÇİN KİTAP OKUTULMALI”

Tatil dönüşü okula adaptasyon sorunu yaşandığına dikkati çeken Doğan, “Çünkü tatiller çocuklarda bir ölçü öğrenme kaybına yol açabilir. Bilhassa yeni okula başlayan ve öğrenmeyi yeni öğrenen ilkokul öğrencilerinde daha çok görülen öğrencilere, kayıpların önüne geçmek için öğrenmeyi sevdiren kitaplar okutulmalı ve ebeveynler çocuklarıyla kıssa ve masalları birlikte okumalıdır. Öğrenme kaybını azaltmak için kitaplar raflara kalkmamalı, eğitici etkinlikler azalsa da esnek faaliyet kesinlikle devem etmelidir” diye konuştu.

Etkinliklerin planlanmasında anne babanın dayanağının de ehemmiyetini vurgulayan Prof. Dr. Doğan, şunları kaydetti:

“Etkinlikleri çocuklarla birlikte ebeveynler de yaparlarsa çocuk eğitim ve öğretimden kopmayacak hatta okula bir de katkı sağlamış olacaktır. Fakat yapılacak ödev ve aktiflikleri büsbütün anne-babalar yapmamalı, çocuklara öncülük ve rehberlik yapmalıdır. Ebeveynler, çocuklarına karşı tatlı-sert ortası bir yol izlemeli, çok hür çok başı boş bırakmamalıdır, uzaktan da olsa denetlemelidir. Aktifliklerin yapılmasında çocuğa buyruk ve komuta cümleleriyle değil, bu faaliyeti sevdirme yoluyla yaklaşılmalıdır.”

Okul periyodunda gereğince çocuklarıyla ilgilenemeyen ailelerin tatilde onlara özel vakit ayırmalarının kıymetli olduğunu lisana getiren Doğan, kültürel etkinliklere de vakit ayrılması gerektiğini, çocukların bu şekil faaliyetlere katılarak entelektüel bilgi birikimlerini geliştirebileceklerini ve sosyalleşebileceklerini, bu manada tarihi seyahatlerin kıymetli olduğunu kelamlarına ekledi.

“ÇOCUĞUN ÖZEL VE BİRİCİK OLDUĞUNU GÖZARDI ETMEMELİYİZ”

Prof. Dr. Halil İbrahim Sağlam da yorucu bir periyodun geride bırakıldığını, tatilde çocukların dinlenmeyi, aileleriyle kaliteli vakit geçirmeyi hak ettiklerini belirtti.

Bu vakit diliminde çocukların periyot içerisinde yerine getirdikleri rutinlerin daha esnek hale geldiğini aktaran Sağlam, “Okula, servise yetişme ya da yetiştirme telaşesi yaşanmıyor. Onun dışında olağan hayat akışı devam ediyor. Hayatın olağan akışına uygun olarak eğlenmeye, dinlenmeye, kitap okumaya, eksiklikleri tamamlamaya, öğrenmeye vakit ayırmak gerekiyor. Düzgün bir başlangıç için bu tatil önemli” tabirlerini kullandı.

Birinci devir gözden geçirilirken, çocukların diğerleriyle mukayese edilmesinden itinayla kaçınılması, arkadaş kıskançlığına neden olmaktan uzak durulması konusunda aileleri uyaran Sağlam, şöyle konuştu:

“Her çocuğun özel ve biricik olduğunu göz gerisi etmemeliyiz. Kaldı ki çocukları birbiriyle karşılaştırdığımızda öz inançlarına, öz saygılarına ziyan vermekten öbür hiçbir şey elde edemeyiz. Bunun yanında çocuklarımızın konuttaki çalışma şartlarının da birbirinden farklı olduğu unutmayalım. Çocuğumuzun öğrenme eksikliklerinin kaynağını anlamaya çalışalım, tedbirler alalım daha güzel bir başlangıç için çocuğumuzla birlikte öğretmenimizden de yardım alarak bir plan yapalım. Öz itimat kaybına yol açabilecek yaklaşımlardan katiyetle uzak duralım. Bilgiye erişimin kolay olduğu günümüzde öğrenme eksikliklerinin telafisinin sanıldığından daha kolay olduğunu bilelim, kaygılanmayalım ve kaygılandırmayalım.”

“BIRLIKTE YAPMAKTAN HOŞLANACAĞIMIZ AKTIVITELER BULMAYA ÇALIŞMALIYIZ”

Prof. Dr. Sağlam, ebeveynlerin ekseriyetle çocuklarının akademik muvaffakiyetini çok önemsediğini, bunun yanlış değil fakat eksik bir yaklaşım olduğunu, çocukların insani kıymetlere sahip olmalarının da en az akademik muvaffakiyetleri kadar önemsenmesi gerektiğini söyledi.

Aile içinde sağlıklı bağlantı ve alakanın geliştirilmesinin ehemmiyetini vurgulayan Sağlam, “Ebeveynler olarak hem kendi ortamızda hem de çocuklarımızla güzel bir bağ kurmaya çalışmalıyız. Çocuklarımıza bırakabileceğimiz en hoş miras güçlü bir aile bağıdır. Bunun için her fırsatı en düzgün formda değerlendirmeye çalışmalıyız” değerlendirmesinde bulundu.

Çocuklarına daha uygun bir gelecek hazırlamak ismine ebeveynlerin hayatın koşuşturmacasında kendilerini kaybedebildiklerine işaret eden Sağlam, şunları kaydetti:

• “Çocuklarımızı bu ağır gündemimizde ihmal ediyor, gelişimlerini gereğince takip edemiyoruz. Karne tatili de dahil olmak üzere bulduğumuz her fırsatı birlikte kaliteli vakit geçirmek için kıymetlendirebiliriz. Ebeveynler olarak çocuklarımızla oyun oynayabilir, yürüyüş yapabilir, kitap okuyabilir, birlikte yemek yapabilir, sinema izleyebiliriz.

“ÇOCUĞUN İLGİ ALANLARI VE YETENEKLERİNE NAZARAN AKTİFLİK YAPILMALI”

Çocuk Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Defne Gökçe Korkmaz, tatilin sabah erken kalkmak, öz bakımını yapmak, meskendeki misyonlarını sürdürmek üzere çocuğun ömür sorumluluklarından muaf olduğu bir periyot haline getirilmemesi gerektiğini söyledi.

Yarıyıl tatilinde çocuğun ilgi alanlarına ve yeteneklerine nazaran aktiflik planlaması yapmanın uygun olacağını belirten Korkmaz, “Mutfak işlerine ilgisi olan çocuk yemek kursuna gönderilebilir, spor seven çocuk spora yönlendirilebilir. Çocuğun vaktini nasıl değerlendireceği ile ilgili kendisinin de kesinlikle fikri alınmalı ve burada en kıymetlisi günleri, ortak karar verilen etkinliklerle doldurmak olmalı” ifadelerini kullandı.

Bazen tatilin maksadının yalnızca eğlenmek olması gerektiğini lisana getiren Korkmaz, çocukların uyku nizamları ve aktiflik takvimlerinin okul vaktiyle uyumlu olacak halde planlanması, okul arkadaşlarıyla görüşmelerinin desteklenmesi gerektiğini kaydetti.

Korkmaz, dersin bir muvaffakiyet ölçütü olarak değil sorumluluk olarak kıymetlendirilmesi gerektiğini belirterek, değerlendirmesinde bulundu.