Süleyman Soylu: Biz işimizi yapmıyoruz, biz davamızın, millet davasının, insanlık davasının peşindeyiz

İçişleri Bakanı Soylu, Yüreğir Kültür Merkezi’nde düzenlenen AKP Adana Vilayet İstişare Meclisi Toplantısı’nda, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamını ve muvaffakiyet dileklerini getirdiğini söyledi.

Soylu, “Biz işimizi yapmıyoruz, biz davamızın, millet davasının, insanlık davasının peşindeyiz. Biz etrafımızdaki coğrafyada karşı karşıya kalan ezginliği ortadan kaldırabilmek, onların baskılarını ortadan kaldırabilmek, komşularımıza yapılan zulmü kendi elimizle bertaraf edebilmek, berhava edebilmek davasının peşindeyiz” sözlerine yer verdi.

Adana’da coşkulu ve samimi bir aileyle buluşmasına vesile olduğu için Vilayet Lideri Mehmet Ay’a teşekkür eden Soylu, şöyle konuştu:

“Buraya yalnızca müracaat meclisi toplantısına gelmedim. Türkiye, çok badirelerden, büyük dertlerden geçti. Bu ülkenin kimliğine, inancına, birliğine ve beraberliğine dokundular. ‘Bize demokrasi fazla, sizden adam olmaz’ dediler. Vesayet ve üzerimizdeki baskıyı daima devam ettirdiler. Dinimizle, inancımızla, atalarımızın, babalarımızın, dedelerimizin, annelerimizin bize bıraktığı öğretilerle dalga geçtiler. Yapmadıkları kalmadı. Bizi fukaralığa, yoksulluğa ittiler. Bu ülkede bir başbakan astılar. Yalnızca bir başbakanı idam etmediler, şu Anadolu insanını, ailenin, merasimin, geleneğin, dini inancın, 780 bin kilometrekarenin her hücresinin ne demek olduğunu bilen bu insanları sabahtan akşama baskıladılar. ‘Siz kimsiniz?’ diye Amerika’dan, Avrupa’dan bize parmak salladılar. Yalnızca Adnan Menderes’i idam etmediler. Özgürlüğünü, hürriyetini, bağımsızlığını, zenginleşmeyi, etrafımızdaki coğrafyaya, dünyaya kendimizi söz etmeyi, çalışmamızı engellediler. Her 10 yılda bir darbe yaptılar, her 10 yılda bizi 20 yıl geriye götürdüler, patinaj yaptırdılar. Bize buradan çıkamayacağımızı düşündürttüler. Daima karşımıza geçtiler.”

Türkiye’de geçmişte kurdurulan gazetelerle cumhurbaşkanlarına, başbakanlara, ailelerine, ülkenin kıymetlerine hakaret edildiğini lisana getiren Soylu, bayanların kıyafetleri nedeniyle birbirlerinden ayrıldığını, çocukların okula gitmesine pürüz olunduğunu anlattı.

“AYASOFYA CAMİSİ’NDE NAMAZ KILMAYI BİZE YASAK ETTİLER”

Bakan Soylu, milletin acısını ve sabrını içine attığını söz ederek, “Ayasofya Mescidi orada durdu. Biz özgür, bağımsız bir ülkeydik ancak orada namaz kılmayı bize yasak ettiler, üzerimize o denli bir vesayet koydular ki ‘Biz müsaade vermeden siz hareket edemezsiniz’ dediler. Siyaseti ürküttüler, korkuttular. Siyaset yapmak isteyenlerin annelerine, babalarına ‘Oğlum aman uzak dur bak başına ne geleceği belirli olmaz’ dediler. O denli bir vakit dilimi içerisinde devreye girdiniz ki bu ülkede yüzde 8 binlik gecelik faizlerle hepimizi terbiye ettiler.” diye konuştu.

Devletin, vatandaşın yanına gitmediği günlerin yaşandığını anlatan Soylu, kelamlarını şöyle sürdürdü:

• Bu salona, Sayın Vilayet Liderimizin davetiyle bir tek şey için geldim. Şayet gelmeseydim ülkeme, milletime, kendime eksiklik yapmış olurdum. Allah sizden razı olsun, bir gün olsun geri durmadınız. 27 Nisan’ı yaptılar, korkutmaya çalıştılar, Seyahat olaylarını yaptılar, her yeri yakıp yıkmak istediler geri durmadınız, Recep Tayyip Erdoğan’a sahip çıktınız. 17-25 Aralık’ı FETÖ sahtekarları yaptı, geri durmadınız Recep Tayyip Erdoğan’a sahip çıktınız. 6-8 Ekim olaylarını yaptılar, geçmişteki vesayet sistemine karşı çıkarak bu ülkeye ve Recep Tayyip Erdoğan’a sahip çıktınız. 15 Temmuz’da çıplak ellerinizle birlikte bu ülkede darbelerin nasıl mağlup edileceğini gösterdiniz. Ben müşavere meclisine gelmedim, bir iradenin, partinin, teşkilatın önünde hürmetle eğilmeye geldim. Allah sizden razı olsun.

“BİZ İŞİMİZİ YAPMIYORUZ, BİZ DAVAMIZIN PEŞİNDEYİZ”

“Biz 300 yıldır bizi ezmeye çalışanlara karşı bir büyük davanın şanlı gönüllüleri olarak çalışıyoruz.” diyen Soylu, “Biz işimizi yapmıyoruz, biz davamızın, millet davasının, insanlık davasının peşindeyiz. Biz etrafımızdaki coğrafyada karşı karşıya kalan ezginliği ortadan kaldırabilmek, onların baskılarını ortadan kaldırabilmek, komşularımıza yapılan zulmü kendi elimizle bertaraf edebilmek, berhava edebilmek davasının peşindeyiz. Biz Filistin’den Libya’ya, Lübnan’dan Orta Doğu’ya, Orta Asya’ya kadar, Yemen’e kadar, Balkanlar’a kadar oluşturulan bütün baskıları ortadan kaldırmak için varlıklı olmak zorundayız, güçlü olmak, kuvvetli kudretli olmak zorundayız. Ne kadar patlarlarsa patlasınlar, ne kadar çatlarlarsa çatlasınlar İHA’mızı SİHA’mızı yaptık, KIZILELMA’mızı yaptık, otomobilimizi yaptık, uçaklarımızı yapacağız.” sözlerini kullandı.

“MİLLET HER ŞEYİ ANLIYOR”

CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun 14 Mayıs’a sahip çıktığını belirten Soylu, konuşmasına şöyle devam etti:

• “Yeter kelam milletindir’ diye sahip çıktı. Pekala 14 Mayıs kime karşı kazanıldı? Cumhuriyet Halk Partisi’ne o denli mi? Kendi milletvekilleri Mehmet Bekaroğlu’nun dediği üzere ‘tek parti faşizmine karşı kazanıldı’, dün o denli söyledi. Artık pekala yalnızca bu kadar mı? Hayır. Neye benziyor biliyor musunuz bu? Şuna benziyor; vaktin birinde Bekri Mustafa diye bir adam var. Bekri Mustafa çocukluğunda bir din eğitimi almış. Sonra da kendisini alkole vermiş, sabah akşam içiyor. Kasabasında bir cenaze, mescitte kılınacak. İmamı arıyorlar, imama ulaşamıyorlar. Musalla taşında cenaze var, cemaat var, imam yok. Tam da Bekri Mustafa o vakit dilimi içerisinde oradan geçmesin mi? Bekri Mustafa’ya ‘Sen bu namazı kıldırır mısın?’ diyorlar.
• Kafasını eğiyor, düşünüyor, ‘Madem imam yok, kıldırayım’ diyor. Geçiriyor sarığı başına takıyor, cübbeyi de giyiyor, namazı kıldırıyor. Sonra cemaati hiç görmediği bir şeyi görüyor. Eğiliyor diyor ki, sandukaya bir şeyler söylüyor, kalkıyor. Cemaat merak ediyor, Bekri Mustafa’ya diyor ki ‘Biz bir imamım sandukayla görüşüp konuştuğunu hiç görmedik, sen ona ne söyledin sanki?’ diyor. Bekri Mustafa cemaate dönüyor, ‘Ona dedim ki, öteki dünyadan bu dünyanın halini sorarlarsa Bekri Mustafa imam oldu, onlar anlarlar’ diyor. Artık Kılıçdaroğlu’nun Demokrat Parti’ye ve 14 Mayıs’a sahip çıkması Bekri Mustafa’nın sıkıntısı üzeredir. Millet her şeyi anlıyor.”

Soylu, “Bir defa 14 Mayıs’a sahip çıkabilmek için 15 Temmuz’da havalimanına indiğin vakit tanklar içerisinden sıvışmak değil, 15 Temmuz’da demokrasiye, millete ve işgale karşı bu milletle bir arada olmak lazım. O denli 14 Mayıs’a sahip çıkabilmek için dönüp bu ülkenin polisine, jandarmasına, Türk Silahlı Kuvvetlerine, cari açığı kapatmak için uyuşturucu ticareti yapma konusunda iftira atmamak lazım. Onların yaptığı terörle gayret, uyuşturucuyla çaba, bu ülkenin birliğiyle ve beraberliğiyle gayret, sonuna kadar sizle birlikte olacağız demek lazım. Türk Silahlı Kuvvetlerine iftira atmamak lazım.” tabirlerini kullandı.

ALTILI MASA ELEŞTİRİSİ

Altılı masaya yönelik tenkitlerini sürdüren Soylu, şunları kaydetti:

• Şimdi birisi çıkıp ‘Anayasadan Türklüğü sileceğim’ diyor. Kim o? Ali Babacan ve arkadaşları. Ötekisi çıkıyor ‘Biz seçiliriz geliriz ancak her an kriz çıkabilir’ diyor. Niçin? ‘Eğer bizim dediğimizi yapmazlarsa kriz çıkar, biz o krizle bir arada tekrar seçime gideriz’. Ya profesör olsan ne müellif? Bu millet koalisyonlardan çekmedi mi? Son 21 yıldır Türkiye’nin bugün büyümesinin, zenginleşmesinin, dünyayla rekabet edebilmesinin en temel nedenlerinden bir tanesi nedir? Siyasal istikrardır. Pekala bu siyasal istikrar çerçevesinde Türkiye bu adımlarını atıyor. Tekrar eski koalisyon günlerine dönülecek. Tekrar birisinin yazdığı birisinin bozduğu olacak. Bunlar niçin aday seçemiyorlar biliyor musunuz? Niçin cumhurbaşkanı adayı seçemiyorlar? Bir taraftan büyükelçiler, bir taraftan Amerika, bir taraftan FETÖ, bir taraftan HDP, PKK, bir taraftan bütün vesayet sistemleri icazet verecek. Cetlerimiz ne hoş demişler; çok ebe çocuk boğar demişler.