KİPTAŞ’tan Suriye’ye… 2004’te işe alınan Yavuz Faraşoğlu

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Lideri Ekrem İmamoğlu, İçişleri Bakanlığı’nın İBB’ye yönelik başlattığı ‘terör’ soruşturmasına ait dün açıklamalarda bulundu.

İmamoğlu Saraçhane’deki konuşmasında AKP’li Belediye Lideri Mevlüt Uysal’ın 28 Eylül 2017-31 Aralık 2018 ortasında 30 bin kişiyi işe aldığını söyleyerek “5 bin 608 şahıstan isimli sicil kaydı alınmamış. 5 bin 870 kişinin isimli sicili ‘özel’ olarak alınmış. İşe alınanlar ortasında, bombalı atak dahil beş terörist var. 10 bin 858 kişi için arşiv araştırması istenmemiş, yasak olmadığı halde” sözlerini kullandı.

Halk TV muharriri İsmail Saymaz ise bugünkü köşesinde, 2004-2017 yılları ortasında AKP’li İstanbul Belediye Lideri olarak misyon yapan Kadir Topbaş periyodunda işe alınan Yavuz Faraşoğlu’na yer verdi.

11 Ekim 2004 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı KİPTAŞ’ta işe alınan Yavuz Faraşoğlu’nun sabıka kaydının pak olduğunu söyleyen Saymaz, şu tabirleri kullandı:

“Faraşoğlu, 14 Temmuz 2005’te İETT Anadolu Bölgesi Hareket Şefliği’ne geçti. AKBİL gişesinde çalıştı. Derken, 9 Ağustos 2014’te yıllık müsaadeye ayrıldı.

İş başı yapması gerekirken dönmedi. Baba Faik Faraşoğlu, 4 Kasım 2014’te İETT’ye gelerek, “Oğlum Suriye’ye gitti ve orada vefat etti” dedi.

Baba Faraşoğlu’na nazaran oğlu 25 Ekim 2014’te ölmüştü. Lakin vefatıyla ilgili elinde evrak yoktu. İBB, 17 Kasım 2015’te Faraşoğlu’nun iş akdini feshetti.

Bir ay sonra…

İstanbul Emniyet Müdürlüğü, İBB’ye yazarak, “Yürütülmekte olan tahkikatla ilgili Yavuz Faraşoğlu isimli şahsın AKBİL vazifelisi (olarak) yahut öbür bir vazifede hala çalışıp çalışmadığının bildirilmesini” istedi.

IŞİD YA DA EL KAİDECİ

Faraşoğlu hakkında açık kaynaklarda bilgi bulunmuyor. Büyük ihtimalle IŞİD yahut El Kaide’ye katıldı. Kim bilir… Tahminen çatışarak, tahminen bir intihar aksiyonunda öldü. PKK/YPG’ye katılmış olamaz mı? Olabilir elbette. Lakin PKK kendi saflarında ölenleri ‘şehit’ diye ilan ettiği için ismine ulaşmak kolay olurdu. Bu yüzden Faraşoğlu’nun radikal bir selefi olma ihtimali daha yüksek. İBB’ye girerken radikal miydi yoksa çalışırken mi radikalleşti; bilinmiyor. Bombalı hareketten sabıkalı üç İBDA/C’liyi işe alan, bu örgütle temaslı Kökler Derneği’ne yardımda bulunan AK Partili belediye idaresinin bir selefiyi AKBİL gişesinde çalıştırmasına şaşırmıyorum da… Şükrediyorum ki Faraşoğlu, Suriye’de savaşmayı tercih etmiş! Düşünsenize; ya cihadını Türkiye’deki ‘tağudi düzene’ ve ‘müşrik Türklere’ karşı vermeyi tercih etseydi? Her İBB otobüsü bir amaca dönmez miydi? Bu ihtimali düşünmek bile çok korkutucu değil mi?