Türk Eğitim Sisteminin Sıkıntıları

Türk Eğitim Sisteminin Sorunları . Eğitim İş Sendikası, Türk Eğitim Sisteminin sıkıntıları hakkında bir araştırma yayınladı.

Türk Eğitim Sisteminin Sıkıntıları Giderek Artıyor 

Sendikanın raporunda şu bilgiler yer aldı, “Sendikamızın titiz araştırmaları, şahsen MEB’in faaliyet raporları ve basına sızan haberler, bu eğitim periyodunun eğitimde yaşanan tahribatın en görünür aralık olduğunu ortaya koymuştur. Ortada bir eğitim sistemi olmadığı, sistemli olan tek şeyin eğitimdeki yıkım olduğu sayılarla bağıran sert bir gerçekliktir. Pandemi nedeniyle eğitimin uzaktan sürdürüldüğü bir evvelki eğitim öğretim periyodunda milyonlarca çocuğumuzun eğitimden uzak kaldığı, teknik ve altyapısal imkansızlıklar yüzünden mağdur olduğu, derin bir öğrenme kaybı yaşadığı MEB tarafından defaten itiraf edilmesine rağmen, pandemi sürdüğü halde okullarda tedbir almadan eğitimin yüz yüze başlatıldığı bu periyotta, kelam konusu kayıpları gidermek ve imkanları uygunlaştırmak, yani eğitimde rölatif de olsa adaleti sağlamak için hiçbir adım atılmamıştır. Kurucusu olan Başöğretmen’in “Eğitimde feda edilecek fert yoktur” dediği Türkiye Cumhuriyeti’nde; gerici, piyasacı ve kamusalcılıktan uzak eğitim idaresi nedeniyle fakir öğrencilerin nasıl feda ve heba edildiği, bu eğitim öğretim periyodunda daha da netleşmiştir”

Türk Eğitim Sisteminin Meseleleri 2021-2022 Eğitim – Öğretim Periyodunda Giderek Arttı 

2021-2022 eğitim-öğretim yılında;
– Öğrencilerin geçen periyotlardan biriken öğrenme kayıplarının giderilmesine yönelik çalışma yapılmamış,
– İkili eğitim, taşımalı eğitim garabetleri devam ettirilmiş,
– Gereksinim duyulduğu sayıda derslik ve okul inşa edilmemiş,
– Sarsıntı gerekçesiyle yıkılan okullar yapılmamış, bunun yerine bir sihirbazlık örneği gösterilerek okul içerisinden okullar çıkarılmış, konteyner ve prefabrik sınıflarla yaraya pansuman yapılmış,
– Okullara takımlı yardımcı işçi ısrarla atanmamış,
– Dernek, vakıf maskesi takmış tarikatlar protokol köprüleriyle eğitimde cirit atmış,
– Okullar bir siyasi partinin propaganda merkezi haline getirilmiş,
– Öğrenciler ve eğitim işçileri açılışlara ve merasimlere zorla götürülerek siyasete dolgu gereci olarak kullanılmış,
– Üniversitelere doruktan inme halde getirilen kayyum rektörler ve yöneticiler eliyle, akademinin özerkliği ve bağımsızlığı yok edilmiştir.
-Ücretli ve kontratlı öğretmen ayıbı sürdürülmüş, Anayasal bir hak olan teminatlı çalışma hiçe sayılmıştır. Minimum fiyatın altında bir fiyatla öğretmen çalıştırılarak Devlet eliyle cürüm işlenmiştir.
– Öğretmenlik Meslek Kanunu ile öğretmenler ayrıştırılmış, çalışma barışı bozulmuş, öğretmenlerin ekonomik ve özlük hakları imtihan ve meslek odaklı hale getirilmiş,
– MEB’in sayılarından ortaya dökülen öğretmen açığı kadar dahi öğretmen ataması yapılmamış,
– Önü alınamayan biçimde yükselen enflasyonun karşısında fakir öğrencilerin beslenme, kırtasiye, barınma ve ulaşım üzere muhtaçlıklarını toplumsal devlet unsuru mucibince üstlenmek için bir adım atılmamış,
– Alım gücü fecî derecede düşen, angaryalarla ve liyakatsiz yöneticilerle boğuşan eğitim işçilerinin mesleksel, maddi ve özlük hakları için gerekli adımlar atılmamıştır.
-Kamusal ve parasız olması gereken eğitim iktidar tarafından satın alınabilir bir hale getirilmiş ve iktidar toplumu yurttaşların ekonomik gücüne nazaran sınıflara ayırmıştır.
-Siyasal iktidar kendi ideolojik görüşleri doğrultusunda okul cinsleri ortasında ayrımcılık yaratmıştır.
Sendikamızın somut araştırmalarına, MEB’in açıkladığı istatistiklere ve basında yayımlanıp yalanlanamayan haberlere dayanan Eğitim-İş’in 2021-2022 EĞİTİM-ÖĞRETİM PERİYODU KIYMETLENDİRME RAPORU’nda üstte saydığımız bu hususların detaylarını ve daha fazlasını görebilirsiniz. (BSHA – Bilim ve Sıhhat Haber Ajansı)

Kaynak : Eğitim İş Sendikası