TTB Merkez Kurul üyelerine ‘örgüt üyeliği’ soruşturması: ‘Hedef meslek birliklerini etkisizleştirmek’

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Kurulu, evvelki gün gazetecilerle bir ortaya gelerek, son devirdeki yargı süreçlerine ait gelişmeleri paylaştı.

TTB 2. Lideri Ali İhsan Ökten, toplantının başında yaptığı konuşmada, “Şu an ülkemizde her açıdan ekonomik, siyasal, toplumsal, ekolojik, kültürel, sıhhat krizleri yaşanmaktadır. Bu duruma kısaca ‘pankriz’ diyebiliriz” dedi.

TTB’nin yıllardır iktidarların maksadı olduğunu kaydeden Ökten, TTB Lideri Şebnem Korur Fincancı’ya açılan dava sürecini anımsattı.

“KONSEY ÜYELERİ HAKKINDA ÖRGÜT ÜYELİĞİNDEN SORUŞTURMA AÇILDI”

“Fincancı; haksız, hukuksuz ve antidemokratik formülle şu an tutuklu olarak cezaevinde” diyen Ökten, “Bununla da kalınmadı, Merkez Konsey’in misyondan alınması için dava açıldı; yetmedi, anayasal müdafaa altında olmasına karşın TTB yasa değişikliği gündeme getirildi. Algı operasyonları bunlarla da kalmadı, kurulun tüm üyeleri hakkında örgüt üyeliğinden soruşturma açıldı” sözlerini kullandı.

TTB’nin “nitelikli, fiyatsız ve eşit sıhhat hizmeti uğraşı ve sıhhat hizmetlerinin ticarileşmesi ve özelleştirilmesine karşı yürütülen mücadele” üzere faaliyetleri nedeniyle amaç olduğunu vurgulayan Ökten, merkez kurulun “görevden alma” davasının ise bugün görüleceğini kaydetti.

Ökten, “Hedefleri başta TTB, sırada TMMOB olmak üzere tüm meslek birliklerinin kendilerinin istediği biçimde hareket etmesi ya da etkisizleştirilmesidir” diye konuştu.

‘HUKUKUN KIRINTISI VARSA…’

Ökten’in açıklamasının akabinde merkez kurul üyeleri, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Merkez Kurulu üyesi Kazım Doğan Eroğulları, üyelerin misyondan alınması durumunda yapılacaklara ait soruya, “Ülkemizde hukuk varsa demiyorum, hukukun bir kırıntısı bile varsa misyondan alınma olmayacaktır. Maddelere nazaran vazifemiz dışında hiçbir şey yapmadık. Vazifeden alınmamız mevcut hukuk kaidelerinde kelam konusu değil” dedi.

Eroğulları, TTB maddesine nazaran kayyım olmadığını, vazifeden alınma durumunda mevcut delegelerden 5’inin kurulu 1 ay içinde seçime götürmek görevlendirileceğini kaydederek, “Olası bütün senaryoları çalıştık. Karar alırken örgütümüzle birlikte alırız. Mümkün bir misyondan alınmada, örgütümüzü toplayacağız ve yapılması gereken ne varsa yapacağız” dedi.

‘TEK ÖRGÜTÜMÜZ TTB’

TTB Genel Sekreteri Vedat Bulut, merkez kurul üyelerine yönelik örgüt üyeliği suçlamasıyla başlatılan soruşturmanın, avukatlar tarafından tesadüfen fark edildiğini, akabinde saklılık kararı uygulandığını belirterek, “Dosyanın içinde ne var, neyle suçlanıyoruz, bilmiyoruz. Bir örgüt suçlaması var lakin ne olduğunu bilmiyoruz. Bütün soruşturmaları bir savcı açtı. Birbirine kontaklı olarak görülüyor. Tek örgütümüz Türk Tabipleri Birliği. Bilmenizi isterim” diye konuştu.

Eroğulları ise soruşturma savcısıyla görüşmek istediklerini lakin kabul edilmediğini, evrak hakkında hiçbir bilgi alamadıklarını vurguladı. TTB 2. Lideri Ökten de soruşturmanın, misyondan alma davasına destek oluşturmak gayesiyle açılmış olabileceğini değerlendirdiklerini kaydetti.

‘GÖZDAĞINA KARŞI ÇIKIYORUZ’

TTB Merkez Kurulu Üyesi Nursel Şahin, Fincancı’nın tartışmalı konuşmasının TTB ismine yapılmadığını kaydederek, “TTB ve Merkez Kurulu, liderine ve örgütüne sahip çıkmak zorunda. Bir bilim beşerinin, söz özgürlüğü çerçevesindeki görüş açıklamasına bu derece yapılan taarruza karşı birlik ve bütünlük gösteriyoruz. Hukuksuzluğa ve suçlanmasına denk gelmeyen yargılamaya ve utukluluk haline itiraz ediyoruz. Gözaltı ve tutukluluk sırasında uğradığı insan hakkı ihlallerine ve topluma verilen gözdağına karşı çıkıyoruz” tabirlerini kullandı.

‘EN UFAK SERZENİŞ YOK’

TTB Genel Sekreteri Bulut, Fincancı’nın açıklaması ve meslek örgütlerinin gaye alınmasının akabinde öbür meslek örgütlerinden reaksiyon gelip gelmediğine ait soruya, “Dayanışmamızda hiçbir sorun yok, tenkit hiç gelmedi. Daima birlikte uğraş etme kararlılığımız var” karşılığını verirken, TTB 2. Lideri Ökten ise “Herhangi bir sorun yok. Tüm liderlerle görüştük, davalara davet ettik. Hiç kimsenin en ufak bir serzenişi yok. Ortam büsbütün Türkiye’nin içinde bulunduğu antidemokratik ortamdan kaynaklanıyor. Bunu herkes biliyor. Kimileri lisana getiremiyor, kimileri az lisana getiriyor. Herkes ne olup bittiğinin farkında” diye konuştu.