10 yıl sonra Yorozlu standı

Brieflyart, 2023 yılını Şenol Yorozlu’nun “Our Boys Did It” standıyla karşıladı. Sanatkarın son periyotta üretilmiş ve birinci defa izleyiciyle buluşan çalışmalardan oluşan standı çoğunlukla tuvallerden oluşuyor. Kavramsal kanıyı tuvallere aktaran çağdaş Türk sanatının usta ismi, 10 yıl ortadan sonra İstanbul’da açtığı bu birinci stantla izleyicilere tarihî, estetik ve düşünsel manada tekrar yeni kapılar aralıyor.

Yorozlu’nun 6 Ocak’taki stant açılışı büyük ilgi görmüş, 10 yıl sonra açılan ferdî standa sanatseverler ve sanatkarlar adeta akın etmiş, stant yerinden dışarı taşıyordu. Bu ilgi olağan ki tesadüf değil. Ortada politik ya da eleştirel bir sanattan bahsediyorsak Yorozlu tutumunu çekinmeden yapıtlarına taşıdı. Stant kataloğunda Can Aytekin’in de kelamını ettiği üzere, “Yorozlu, birinci devirlerinde yaptığı figürlerin ardında ‘belli bir sınıfın eleştirisini (…) sonradan görme burjuvanın eleştirisini’ yapıyordu. Figürden uzaklaştığı son devir fotoğraflarını de misal bir halla Türkiye’nin son yirmi yılında yaşadıklarımıza karşılık gelen yeni bir toplumsal tenkit olarak okumak mümkün.” Tuvallerinin art yüzlerine yapıştırdığı gazete kupürleri ile sanatçı, bize kelam konusu fotoğraflara yol açan yakıcı politik gündemi de özetliyor.

Bu bağlamda, Yorozlu’nun 1982 yılında birinci şahsî standını açtıktan sonra gazetemize verdiği söyleşide “Beni görünen değil, görünenin altında yatan ilgilendiriyor” kelamları hâlâ geçerliliğini koruyor diyebiliriz. Stant, 17 Şubat’a kadar Gümüşsuyu’ndaki Brieflyart’ta görülebilir.

“ÖĞRETİ NİTELİĞİNDE”

Serginin küratörü Nilgün Yüksel de sergiyi şu sözlerle anlatıyor: “Serginin hem izleyici hem araştırmacılar açısından değerli olduğun düşünüyorum. İzleyiciler, sanatkarın on yıllık sürecini kapsayan yapıtlarla birinci sefer karşılaştılar. Bu, Yorozlu’nun takipçileri ve sanatkarın yepyeni çalışmalarıyla birinci defa karşılaşan genç jenerasyon için kuşkusuz farklı manalar içeriyordu. Bilhassa görsel sanatlar alanıyla izleyici ya da profesyonel olarak ilgilenen genç nesil için bu stant, kavramsal düşünüşten boyanın, materyalin kullanışına dek bir öğreti niteliğindeydi. Benim üzere son yirmi yılı aşkın müddettir sanatkarın çalışmalarını izleyen takipçiler için ise diğer bir heyecan kaynağıydı. Yorozlu’nun politik lisanını, öznel bakış açısını, ele aldığı problemleri görsel lisana aktarışını yine okuma ve kıymetlendirme fırsatı yarattı. Yapıtlar, önlerinde uzun vakit geçirilmesi gereken düşünsel güncelere, stant ise on yılın dökümünü anlatan bir sanatsal arşive dönüşmüştü.”